aikidojo
  Capoeira
 


CAPOEIRA

 
Aynı Amerikada olduğu gibi bir zamanlar Brazilyada da köleler vardı. Bu köleler özellikle şeker ve patates işciliğinde ağır şartlarda çalıştırılıyordu. Kölelerin olduğu zamanda yaklaşık iki milyon zenci Afrikadan Brazilya’ya getirildi. İşte bu toplulukta Capoeira’nın ilk temelleri atıldı.

 

 

Aynı Amerikada olduğu gibi bir zamanlar Brazilyada da köleler vardı. Bu köleler özellikle şeker ve patates işciliğinde ağır şartlarda çalıştırılıyordu. Kölelerin olduğu zamanda yaklaşık iki milyon zenci Afrikadan Brazilya’ya getirildi.
 

Bu köleler Afrika’nın degisik kesimlerinden geliyorlardı dolayısıyla değişik kültürlere sahiptiler.
Üç ana noktada toplandılar: Bahia, Recife ve Rio de Janeiro. Rio’da ve Recife’de birçok değişik etik gurubun oluşturduğu köleler bir araya geliyordu, zaman zaman bu gurublar kendi aralarında bir birlerine düşman oluyor ve bu da bir dayanışmayı imkansız kılıyordu.
 

Köleler bir zaman sonra hiçbir zaman kurtulamayacaklarını anladılar ve kaçmaya başladılar. Recife’de 40 kadar köle ayaklandı beyaz adamları öldürdüler ve köle kamplarını yaktılar.
Daha sonra kendilerine köle tüccarlarından saklanabilcekleri güvenli bir mekan bulmaya karar verdiler. ”Quilombos” Aylarca süren yolculuk sonunda güvenli olduğunu düşündükleri bir mekana ulaştılar. Uzun ve dayanıklı palmeya ağaçlarının çevrelediği bu mekanda ilk Afrika Topluluğu kurulmuş oldu.
 

İşte bu toplulukta Capoeira’nın ilk temelleri atıldı. Yıllar geçtikçe buradaki köleler diğer kaçanlarında etkisiyle çoğaldılar, çoğu zaman beyaz insanlar bu topluluğu yok etmek istedi fakat ormanlar içerisinde saklanan köleler her zaman tam donanımlı askerleri Capoeira ile püskürtmeyi başardı.
Böylece Capoiera köleler arasında silah ve özgürlüğün sembolü olarak görünmeye başlandı. Topluluktan ayrılan bazı köleler diğer köle gruplarına katılarak onlara Capoeira öğretmeye başladılar. Haftanın her gunu köleler gizli gizli Capoeira çalışıyorlardı. Beyaz insanlar müzik ve dans karışımı olan Capoeira’nın aslında ölümcül bir savaş sanatı olduğunu anlamadılar.
13 mayıs 1888 yılında (yani kaçırıldıktan 250 yıl sonra)köleler resmi olarak özgür oldular.
Bu günden sonra bazı Afrikalılar evlerine döndüler. Diğerleri çiftliklerde ve kasabalarda iş bulamadılar ve çoğu şehirlerde potansiyel suçlu oldular. Kalanlar yani Capoiera bilenler bu bilgilerini kulladılar ve çoğu politikacılara bodyguard oldu.
1890′lı yıllarda az da olsa bazı üst tabaka insanlar Capoeira çalışmaya başladılar bu politikacıları korkuttu ve korunmak için özel bir polis timi kuruldu ve bir kanun çıkarıldı bu kanunun B kısmında bazı Capoeira hareket, antreman ve suç maddeleri bulunmaktaydı.
 

Daha sonra Capoeira ile ilgilenen herhangi bir insanın anında cezalandırılmasını öngören bir kanun daha çıktı. Bu konunlara karşılık olarak Sampio adında Capoeira ustası bir polis şefi bütün adamlarına Capoeira öğretti ve bu şekilde suç işleyen bütün şebekelerin suyunu kuruttu.
Fakat bu da yeterli olamadı. Capoeirayı yasaklayan kanun 1920 yılına kadar geçerliliğini korudu. İnsanlar gizli olarak halk dansı adı altında Capoeira çalışıyorlardı ve böylece çoğu töreyi korumuş oldular.
 

 

1937 yılında önemli ustalardan birisi (Mestre Bimba) bu sporu bir sanat olarak sunaması için Başkente çağırıldı, çok başarılı bir şekilde Capoeira’yı tanıtan usta evine dönünce yasal bir Capoeira okulu açtı bu şekilde Capoeira gün geçtikçe gelişti ve ülke çapında bir spor haline geldi.
Brazilyada Capoeira artık heryerde, okullarda, liselerde, kluplerde hatta orduda.

BÜYÜK USTA

 

Mestre Bimba

 

(Manoel dos Reis Machado)
23/11/1899 – 05/02/1974

Kölelerin yarattığı bir saldırı sporu olan Capoeira bir çok büyük Mestre sayesinde geliştirilmiş ve bir savunma sanatı haline getirilmiştir. Bir çok insana göre bu Mestre’lerin en önemlisi, bugün dünyada ikinci en yaygın stil olan Regional (Hejyonal) stilinin yaratıcısı Mestre Bimba’dır.
Asıl adı Manoel dos Reis Machado olan Mestre Bimba 1974 yılında ölmüştür. Fakat ilk yasal Capoeira okulunu açtığı için ismi efsaneleşmiştir.
1899 yılında Salvador kentinde doğan Mestre Bimba 12 yaşında “Bentinho” isimli bir Afrika’lıdan Capoeira öğrenmeye başlamıştır.
 

1932 yılında “Centro de Cultura Fisica e Capoeira Regional” adıyla ilk resmi okulu açan Bimba’nın en büyük özelliği mükemmel bir dövüşçü olması ve Capoeira’yı bir savunma sanatı olarak çok etkili kullanabilmesidir. Takma adının “Tres Prancadas” (3 vuruş) anlamı karşısında 3 teknik yiyen hiçbir rakibinin ayakta kalamamasıdır.
Resmi okulunu açtıktan sonra Mestre Bimba 1936 yılında Brezilya’daki bütün Mestre’lere meydan okur ve müsabakaya çağırır. Gönüllü olan 3 Mestre’den en çok dayananı sadece 70 saniye ayakta kalabilmiştir.
 

Mestre Bimba klasik Angola stilinden daha hızlı olan Regional stilini geliştirmiştir. Bu still sadece hareketlerin daha hızlı olmasını değil, Bimba’nın geliştirdiği Sequence sistemi sayesinde öğrencilerin çok daha çabuk öğrenmesi sağlanmıştır.
Dolayısıyla bugün dünyada çok yaygın olarak çalışılan Regional stili bir çok kişinin düşündüğünün aksine akrobatik öğeler içermez. Tam tersine Regional stili etkili bir savunma ve etkili bir saldırı anlamına gelir.
 

 

Bimba okulunda çok seçici davranmış ve toplumda üst seviye insanları eğitmiştir. Bununla amacı Capoeira’nın sokak aralarında çapulcuların yaptığı bir spor olarak tanınmasını engellemek ve imajını düzeltmektir.
Zor bir hoca olan Bimba vefat etmeden önce sadece 10 öğrencisine Mestre ünvanı vermiş ve mezun etmiştir.
capoeira nedir?

Capoeira ile ilgilenen bir kişi, öncelikle bu kültürün gerçek felsefesini ve kurallarını öğrenebilmek için kesinlikle bir hocadan eğitim almalıdır.
Capoeira, amacı ,felsefesi,geleneksel kuralları,orkestrası,enstürüman, ritim ve şarkıları ,oyunu ile bir bütündür.Capoeira’da kurallar gelenekseldir ve çok önemlidir.
 

Capoeira, RODA adı verilen insanlardan oluşan bir çember yada yuvarlak daire yada yarım daire içerisinde 2 kişi ile belli stillerde ve ritimlerde oynanan bir oyundur. Bu oyunun adı JOGO’ dur.
RODA çemberinin ve JOGO ( jogu ) oyununun belli töresel kuralları vardır. RODA, orkestrayıda içinde barındırır.Oyun müzik eşliğinde,saldırı ve savunma kavramları temel alınarak oynanır.Bu oyunda rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır.
Fakat saldırılar ve üstünlük kurma,yıkma anlamında deil aksine birliği ve uyumu sağlamak içindir.
 

 

CAPOEİRA TARİHİNE FARKLI VE DETAYLI BİR BAKIŞ.

Capoeiro, Brezilya’da yaşayan Afrikalılara ait bir halk dansı, spor ve sanat. Afrikalılar bu sanatı Afrika’dan mı getirdiler, baslangıcı nerededir, ilk capoeiristler kimlerdi? Kimse bunların cevabını tam bilmiyor. Capoeira’yı hiç bir Afrika etkisi olmayan bir Brezilya halk sanatı olarak düşünmek kuskusuz yanlış olur. Ancak Capoeira’nın Afrika’dan bu haliyle geldiğini iddia etmek de yanlış olacaktır.. Herseyden önce, Portekiz, Amerika ve Karaib adaları gibi tarihinde kölelik sistemi bulunan bir çok ülkede caz, blues veya limbo dansı gibi zencilerle ilgili ortak kültürel ögelerin görülmesine rağmen, Brezilya dışındaki hiç bir ülkede Capoeira’ya rastlanmıyor.
 

Afrika, Avrupa ve Yerli kültürleri, kendine özgün, çelişkili ve karmaşık bir tarihe sahip Brezilya’da birbirlerini oldukça etkilemişler. Diğer yandan, ülkenin çesitli bölge ve sosyal seviyelerinden herbiri kendi kültür özelliklerini bir dereceye kadar korumuş. 1888 yılında köleliğin kaldırılmasına kadar, yaklaşık dört milyon Afrikalı Brezilya’ya getirilmis. Bu insanlar Avrupa kültür ögeleri karşısında sindirilmeye zorlanırken, aynı zamanda onların olağanüstü etno-kültürel direnişleri de Brezilya kültürünü büyük ölçüde etkilemiş. Köleliğin rastlandığı tüm Amerika bölgeleri içinde sadece Brezilya’da Afro-Amerikan bir halk oluşmuş.
 

Bira Almeida bu gün Capoeira öğreten, mestre derecesinde bir sanatçı. Bu dereceye yükselebilmek için yaklaşık 25 yıl kadar ugraş vermek gerekiyor. Kendisi Dünya Capoeira Dernegi’nin kurulmasinda öncülük etmis, bu konuda kitaplar yazmış, kaset ve plak doldurmuş, film müzikleri yapmış, bir çok gösteride yer almış. San Fransisco’da açtıkları okullarında Capoeira öğretiyorlar; çesitli yerlerde düzenlenen seminerler ve gösterler aracılığıyla Capoeira’yı tüm dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. 1993 yılında onunla uçakta tesadüfen tanıştığımda, Almanya’da yapılacak 9. Capoeira Yaz Toplantı’sına katılmak üzere San Fransisco’dan Paris’e gidiyordu.
Bira Almeida, Capoeira ögretirken com-pe adını verdiği bir yöntem uyguluyormuş. Com-pe sözlük olarak “ayak ile” anlamını taşıyor. Sembolik olaraksa, bir kişinin daha fazla fiziksel güç ve sağlık, ruhsal denge, açık zihin ve bilge bir ruh için Capoeira aracılığı ile bilinçli bir şekilde aldığı yolu temsil ediyor.
 

Capoeira’nın baslangıcı, Brezilya’daki kölelik döneminin ilk 200 yılına rastlıyor. Yüzyıllar önce Atlantik’in öte yanındaki Angola’dan zenci köleler aracılığıyla Brezilya’ya getirilmiş. Şimdi Brezilya’nın kuzeyindeki zenci liman sehirlerinde yaygın olarak yapılan Capoeira baslangıçta ölümcül bir gösteriymiş. Bu yıllara ait dökümanlar ilk cumhuriyet hükümeti tarafindan yakılmış. 15 Aralık, 1890 tarihinde, o zamanın Maliye Bakanı Ruy Barbosa, ülke tarihinden kölelik izlerini silmek niyetiyle bu kararı imzalamış. Pek çoklarına göre bu kararın altında, köle sahiplerinin, kölelerin serbest brakılmasıyla ilgili tazminatları ödememesi için yapılmış ekonomik bir manevra yatıyor. Capoeira ile ilgili kayıtlara ilk defa bundan sonra geleni dönemde rastlanıyor.. Ancak bu dönemde Capoeira bir “sosyal hastalık” olarak kabul edilmiş ve Brezilya Ceza Yasası ile resmen yasaklanmış.
Brezilya’daki Afrika inançlarına göre, evrendeki tüm şeyleri hareket ettiren sihirli bir güç, Ache, bulunuyor. Doğanın her noktasında var olan bu güç özel ayinlerle aktarılabiliyor. Capoeiranın din ile doğrudan bir bağlantısı bulunmamasına ragmen, capoeiristlerin bu ya da başka bir şekilde Afro-Brezilya ayinleriyle bir ilişkileri bulunuyor. Capoeira da dolayısı ile Ache köklerle olan bir bağlantı ve her bir capoeirist tarafindan geliştirilmesi gereken özel enerji anlamını taşıyor.
 

Baslangıçtan mestre olmaya giden yolda, öğrencilerin “karanlıkta oynamak”, “suda oynamak” ve “ışıkta oynamak” olarak tanımlanan fiziksel evrelerden geçerek yeterince uzun bir mesafe katetmeleri gerekiyor. Zihin ve bedenlerini gerilim ve tekniklerden arındırmaları ve anlık hareketlere bir kapı açmaları, Capoeira oynamayı tüm kalpleriyle öğrenmeleri gerekiyor. Contra mestre, yani yardımcı usta, adı verilen bu aşamadan sonra capoeiristlerin ayakları yorulacak, acıyacak, fakat onların ruhları “kristal küre ile oynamak” üzere onlara yardım edecek. Onlar hareketlerin zamanlaması ve etkinliği üzerinde uzmanlaşacak ve kendilerini hayatın ritmine uyum göstermek üzere ayarlayabilecekler.
 

Eğer fiziksel uç noktaların kesin sınırlarını keşfetmek üzere bu sanat üzerinde çalışmaya devam ederlerse, ve eğer yeni baslayanların karalıktaki yeni oyunlarına cevap vermek üzere onların davetlerini kabul etme cesaretleri varsa ve böyle alçak gönüllü olabilirlerse, o zaman belki onların bir mestre olmak için orixas tanrıları tarafindan bahşedilen “zihinde oynamak” mertebesine erişme şansları olabilir.
 

Mestre Bimba’nın gerçek ismi Manoel dos Reis Machado’dur. 23 Kasım 1899′da Salvador – Bahia’da doğmuş ve 12 yaşında “Baiana de Navegaçâo” adlı firmanın kaptanı olan Afrikalı Bentinho sayesinde Capoeira ile tanışmıştır.
 

Mestre Bimba: O zamanlar Capoeira’yı sadece işsizler, hamallar ve suçlular yapıyordu. Capoeira yaparken yakalanan oyuncuları tehdit eden cezalardan biri şu şekildeydi: Ellerden biri bir ata, diğer el ise başka bir ata bağlanır, atlar serbest bırakılır ve koşturulurlardı. Sürüklenmeden dolayı ölenler çoktu. Mestre Bimba her şeye rağmen, polislerin takibini de dikkate almayarak, genç yaşta Capoeira öğretmeye başladı. Gerûlio Vergas’ın 1930 yılında Capoeira’yı yasal hale getiren onayı ile Mestre Bimba yeni bir tarz yarattı.
 

Bu tarza “Luta Regional Baiana” ismini verdi, ama daha sonra Capoeira Regional adıyla tanındı. Mestre Bimba, saygı duyulan ve korkulan bir dövüşçüydü. Ona üç vuruş diyorlardı ve ataklarına kimse karşı koyamıyordu. Örneğin, 1931 yılında Praça de Sô’deki Odeon Parkı’nın açılışında, Mestre Bimba hangi tarz olursa olsun herkese meydan okudu ve karşısına dört dövüşçü çıktı. Bu dövüşçülerden en dayanıklısı, Mestre Bimba karşısında sadece 1 dakika 40 saniye durabildi. Bundan sonra, her yerde, hiç yenilmeyen kahraman olarak bilinmeye başladı. Mestre Bimba müzik çalgılarında da oldukça iyiydi ve mükemmel bir Berimbau ustasıydı. Capoeira Regional’ın Toque’lerini (ritmlerini) kendisi yarattı. Müzik dışında, M. Bimba’nın Condomble inançlarına saygı duyduğu ve inandığı da bilinirdi.
 

1930′lu yıllarda, Gerûilo Vergas yönetime geçmişti ve halktan politikası için destek arıyordu. Bunun bir etkisi olarak, polislerin ve güvenlik kuvvetlerinin kontrolü altında, kapalı alanlarda Capoeira’nın çalışılmasına izin verildi. Bunu fırsat bilen M. Bimba, ilk “Academia”yı açmış ve böylece bir çağ atlanıp, kölelik ve bastırılmışlığın sonu gelmiş oldu.
 

M. Bimba, öğrencilerinin Capoeira Regional’ı daha iyi öğrenebilmeleri için “8 Sequéncia”yı oluşturmuş ve bununla birlikte saldırılar ve kontrataklar, bir düzen altında daha kolay öğretilebilmiştir. Bunun yanında, “Cintura Deprezada” ile hava hareketlerinin öğrenimini amaçlamıştır. Bu sistemde, oyunculardan biri, diğerini “Balâo” ile havaya yollar ve diğer her seferinde ayak üstü inmeye çalışır ve zamanla bunu öğrenir.
1930-1937 yılları arasında, M. Bimba’nın öğrencisi olan Cisnando Lima’nın yardımlarıyla, Capoeira Regional boks ve jujitsu’dan teknikler almış ve eğlence ve törelerden fedakarlık ederek, dövüşü üst sınırlarına taşımaya çalışmıştır.
 

M. Bimba’dan önce Capoeira’nın ders sisteminde öğretme kavramı bulunmamıştır. Öğrenmek isteyenler, Jogo’yu ve çalışanları izler, kendi başların çalışırlardı. Bazı zamanlarda da, Mestre’ler veya tecrübeli ve bilgili oyuncular ufak tiyatrolar düzenleyerek öğrenmeyi kolaylaştırırlardı.
Yıllar geçtikçe M. Bimba Capoeira alanında birçok başarı elde etmiş ve 1949′da öğrencileriyle Sâo Paulo’ya giderek, diğer tarzdaki dövüşçülere karşı çeşitli turnuvalar hazırlamıştır. 1955′te, o dönemin başbakanı olan Gerûlio Vargas için bir gösteri düzenlmiş ve gösterinin sonunda başbakan, M. Bimba’ya sarılarak: “Capoeira bizim tek gerçek milli sporumuzdur” demiştir.
Brezilya’yı baştan sona gezmiş olan M. Bimba, 70′li yılların başında kırgın bir şekilde Salvador’dan Guyana’ya geçmiştir.
 

“Bir daha asla geri dönmeyeceğim, çünkü üst tabakadaki insanlar beni hiç bir zaman ciddiye almadılar; Guyana’da beni hiçbir şey memnun etmiyorsa, ben de onun mezarının tadını çıkarırım” demiş ve bir yıl sonra, 1974 yılında Guyana’da 74 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Bazı sadık öğrencileri, bedenini Bahia’ya geri götürmüşlerdir

 
  Bugün 21 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol