UYUMLU YAŞAMIN SONSUZ GÜCÜ
AI KI DO
Aikido ; Sözcük anlamı ile ‘Yaşam Enerjisi ile uyumlu olma Yolu’ demektir.
Japon Morihei UESHIBA Sensei (1883 – 1969) tarafından kurulmuş olan bir tür sağlıklı yaşam metodu ve kendini savunma yöntemidir.
Aikido’nun kökleri, eski çağlara uzanan Uzakdoğu tarihinin savaş sanatları, sağaltım bilgisi ve felsefesine dayanır.
Kurucu O’Sensei, köklü savaş sanatlarında zamanın en büyük ustalarından eğitim almış ve çeşitli savaşlarda tecrübe ettikten sonra Japonya’ya geri dönüp, 1930’lu yıllarda Aikido öğretisini tarihin derinliklerinden gelen tüm zenginliği ile insanlığa armağan etmiştir.
Bugün Tokyo’daki merkez okul olan Aikikai - Hombu Dojo, halen saygın UESHIBA ailesi tarafından yönetilmektedir.
Prensip olarak Aikido, kendisine yönelen güce direnmek yerine, onunla birleşmek, ona uyum sağlamak ve onu yönlendirmek anlayışını benimser.
Ai : Buluşmak, Kaynaşmak, Uyum sağlamak..
Ki : Yaşam Enerjisi, Evrendeki tüm enerji, Güç..
Do : Yol, yöntem, anlayış..
Aikido’nun teknik yapısı dairesel ve küresel hareketlerden oluşur.
Rakibin vuruş, tutuş, itme ve çekme hareketlerine kendi denge ve gücümüzü ekleyerek kontrolü ele geçirmek hedeflenir.
Bu sayede Aiki metodu, aynı zamanda birden fazla saldırgan ve problemle de baş etmenin yollarını arar.
Teknikler bıkıp usanmadan defalarca çalışılır ve bir refleks haline gelmesiyle birlikte gerekli durumlarda ortaya çıkar.
Bu anlayışta, güçlerin karşılaştırılarak çarpıştırılması sırasında zarar vermek ya da zarar görmek yerine, duruma uyum sağlayarak kontrolü ele geçirmenin yolları aranır.
Çalışmalar ‘Dojo’ denilen salonlarda, Tatami (sert minder) üzerinde yapılır.
Önerilen çalışma süresi, günde bir, iki saattir. Günümüz dünyasında insanların çoğu çeşitli bahaneler ile kendilerine bu süreyi bile ayıramayacak kadar meşgul görünüyorlar. Özellikle batı dünyasında insanlar, standart spor yapma süresini haftada 3 gün ve günde 1 saat olarak uygulamaktadırlar.
Modern hayatın yoğun iş temposunun yarattığı stres ve psikolojik sıkıntılar, insanları öncelikle bu sorunların olumsuz etkilerinden kurtulma ve eğlenceli zaman geçirme arayışına itiyor. Bu nedenle ‘spor yapma anlayışı’ günümüz insanı için bedenini formda tutan bir dizi hareket rutini ya da bir hobi gibi değerlendirilebiliyor.
İnsanlar çoğunlukla dövüş sanatları felsefeleri hakkında batıda , ‘Çin işi Japon işi’ adı altında sınıflandırılan sabit ve yetersiz bir görüşe sahipler. Birçok stilin gerçekten de yetersiz, ürkek, saldırgan ya da taklitçi vb. yapılara sahip olması, bu durumun daha da yanlış anlaşılmasına yol açıyor.
Hayatı mutlu bir şekilde yaşamanın ilk gereği bedeni ve zihni sağlıklı tutmaktır.
AI KI DO
Aikido ; Sözcük anlamı ile ‘Yaşam Enerjisi ile uyumlu olma Yolu’ demektir.
Japon Morihei UESHIBA Sensei (1883 – 1969) tarafından kurulmuş olan bir tür sağlıklı yaşam metodu ve kendini savunma yöntemidir.
Aikido’nun kökleri, eski çağlara uzanan Uzakdoğu tarihinin savaş sanatları, sağaltım bilgisi ve felsefesine dayanır.
Kurucu O’Sensei, köklü savaş sanatlarında zamanın en büyük ustalarından eğitim almış ve çeşitli savaşlarda tecrübe ettikten sonra Japonya’ya geri dönüp, 1930’lu yıllarda Aikido öğretisini tarihin derinliklerinden gelen tüm zenginliği ile insanlığa armağan etmiştir.
Bugün Tokyo’daki merkez okul olan Aikikai - Hombu Dojo, halen saygın UESHIBA ailesi tarafından yönetilmektedir.
Prensip olarak Aikido, kendisine yönelen güce direnmek yerine, onunla birleşmek, ona uyum sağlamak ve onu yönlendirmek anlayışını benimser.
Ai : Buluşmak, Kaynaşmak, Uyum sağlamak..
Ki : Yaşam Enerjisi, Evrendeki tüm enerji, Güç..
Do : Yol, yöntem, anlayış..
Aikido’nun teknik yapısı dairesel ve küresel hareketlerden oluşur.
Rakibin vuruş, tutuş, itme ve çekme hareketlerine kendi denge ve gücümüzü ekleyerek kontrolü ele geçirmek hedeflenir.
Bu sayede Aiki metodu, aynı zamanda birden fazla saldırgan ve problemle de baş etmenin yollarını arar.
Teknikler bıkıp usanmadan defalarca çalışılır ve bir refleks haline gelmesiyle birlikte gerekli durumlarda ortaya çıkar.
Bu anlayışta, güçlerin karşılaştırılarak çarpıştırılması sırasında zarar vermek ya da zarar görmek yerine, duruma uyum sağlayarak kontrolü ele geçirmenin yolları aranır.
Çalışmalar ‘Dojo’ denilen salonlarda, Tatami (sert minder) üzerinde yapılır.
Önerilen çalışma süresi, günde bir, iki saattir. Günümüz dünyasında insanların çoğu çeşitli bahaneler ile kendilerine bu süreyi bile ayıramayacak kadar meşgul görünüyorlar. Özellikle batı dünyasında insanlar, standart spor yapma süresini haftada 3 gün ve günde 1 saat olarak uygulamaktadırlar.
Modern hayatın yoğun iş temposunun yarattığı stres ve psikolojik sıkıntılar, insanları öncelikle bu sorunların olumsuz etkilerinden kurtulma ve eğlenceli zaman geçirme arayışına itiyor. Bu nedenle ‘spor yapma anlayışı’ günümüz insanı için bedenini formda tutan bir dizi hareket rutini ya da bir hobi gibi değerlendirilebiliyor.
İnsanlar çoğunlukla dövüş sanatları felsefeleri hakkında batıda , ‘Çin işi Japon işi’ adı altında sınıflandırılan sabit ve yetersiz bir görüşe sahipler. Birçok stilin gerçekten de yetersiz, ürkek, saldırgan ya da taklitçi vb. yapılara sahip olması, bu durumun daha da yanlış anlaşılmasına yol açıyor.
Hayatı mutlu bir şekilde yaşamanın ilk gereği bedeni ve zihni sağlıklı tutmaktır.
Bu ikisinin ve 5 duyunun uyumlu bir hale getirilmesi ve bunun geliştirilmesi, kişinin
‘farkında oluş' yetisini ve buna bağlı olarak ‘var oluş enerjisini’(Ki) arttıracaktır.
Savaş Sanatlarında Çeşitlilik :
Bu bilgiler zaten insanlığın günümüze uzanan yolculuğunda edindiği tecrübelerdir. Bu noktada günümüz insanı zaten bildiğini unutmakta, yerine başka eğlenceler koymakta ve gitgide katılaşmaktadır.
‘Uyumlu olmak’ demek (Aiki), iyi ya da kötü olarak ayırt etmeksizin, her şeyin özünü görmek, özüne kaynayabilmek demektir. Bu durum, savaş gerçeğinin insanoğluna kattığı bir özelliktir. Yaşam ve Savaş, kesinlikle birbirlerinden ayrı tutulamazlar. Yaşam savaşıolgusu, insanı hayatta tutan ve evrimini sağlayan tek gerçektir.
Savaş sanatlarının tarih boyunca süre gelen çeşitliliğin ve günümüzdeki spor dalları çeşitliliğinin nedeni de yine insanların farklılık gösteren yapılarıdır.
Kişi öncelikle aklının aldığı ve bedeninin elverdiği alanlara yönelecektir.
Kişisel olarak tercih edilen yol ne olursa olsun amaç aynıdır. Bedensel ve zihinsel olarak iyi bir bütün haline gelmek ve iç huzuru yaşayabilmektir.
Bu noktada Aikido ;
‘farkında oluş' yetisini ve buna bağlı olarak ‘var oluş enerjisini’(Ki) arttıracaktır.
Savaş Sanatlarında Çeşitlilik :
Bu bilgiler zaten insanlığın günümüze uzanan yolculuğunda edindiği tecrübelerdir. Bu noktada günümüz insanı zaten bildiğini unutmakta, yerine başka eğlenceler koymakta ve gitgide katılaşmaktadır.
‘Uyumlu olmak’ demek (Aiki), iyi ya da kötü olarak ayırt etmeksizin, her şeyin özünü görmek, özüne kaynayabilmek demektir. Bu durum, savaş gerçeğinin insanoğluna kattığı bir özelliktir. Yaşam ve Savaş, kesinlikle birbirlerinden ayrı tutulamazlar. Yaşam savaşıolgusu, insanı hayatta tutan ve evrimini sağlayan tek gerçektir.
Savaş sanatlarının tarih boyunca süre gelen çeşitliliğin ve günümüzdeki spor dalları çeşitliliğinin nedeni de yine insanların farklılık gösteren yapılarıdır.
Kişi öncelikle aklının aldığı ve bedeninin elverdiği alanlara yönelecektir.
Kişisel olarak tercih edilen yol ne olursa olsun amaç aynıdır. Bedensel ve zihinsel olarak iyi bir bütün haline gelmek ve iç huzuru yaşayabilmektir.
Bu noktada Aikido ;
İnsanın içteki ve dıştaki tüm enerjisini doğru kullanabilme, uyumlu düşünme, nihayetinde barışa karar verme uygulamaları ve düşünceleri üzerinde yükselmiştir..


Çalışmalar :
Zihin ve beden kontrolünün artması, kişinin psikolojik gücünü de arttırarak ustalaşmasını sağlar. Bu sadece düzenli idman ve disiplinle mümkündür. Bu anlayış ile her yaştan kadın ve erkek aikido çalışabilirler. Çalışmalar, kişilerin fiziksel, zihinsel form, beceri ve hatta günlük enerjilerine göre yapılabilir.
Erken yaşta aikido eğitimine başlamak,
uzun ve sağlıklı bir hayatın temellerini de erkenden sağlamlaştıracaktır.
Kişiye kendisi ile ilgili derin bir anlayış ve çok yönlü görüş, algılayış sağlayacaktır.
Yine de aikido’nun yaşı yoktur.
Bir bakıma herkesin kendi aikido’su oluşacaktır. Bu öncelikle bir anlayış ve kişisel değişimdir.
Elbette değişimin bir yaşı olduğu düşünülemez.
Aikido’yu diğer stillerden ayıran en önemli özellik ‘direnmeden uyumlanma’ prensibidir.
Bu en basit tarifiyle, saldırının özüne doğru ilerlemek, önünden çekilmek ya da gittiği yöne doğru gitmek gibi sınıflara ayrılabilir.
Daha derin bir şekilde incelendiğinde aikido’nun özü, Japon Savaşçı sınıfının, Kılıç (katana) öğretisine, hal ve tekniklerine dayanır.
Modern savaş sanatlarını, ‘Samuray stili ve anti-samuray stilleri’ olarak iki ayrı sınıfta toplamak mümkündür. Modern aikido sınıflarında halen, tarihte kullanılmış olan sopa, tahta kılıç ve tahta bıçak gibi silahlar da (Bukiwaza: Bo-Boken ve Tanto) çalışılmaktadır.

Erken yaşta aikido eğitimine başlamak,
uzun ve sağlıklı bir hayatın temellerini de erkenden sağlamlaştıracaktır.
Kişiye kendisi ile ilgili derin bir anlayış ve çok yönlü görüş, algılayış sağlayacaktır.
Yine de aikido’nun yaşı yoktur.
Bir bakıma herkesin kendi aikido’su oluşacaktır. Bu öncelikle bir anlayış ve kişisel değişimdir.
Elbette değişimin bir yaşı olduğu düşünülemez.
Aikido’yu diğer stillerden ayıran en önemli özellik ‘direnmeden uyumlanma’ prensibidir.
Bu en basit tarifiyle, saldırının özüne doğru ilerlemek, önünden çekilmek ya da gittiği yöne doğru gitmek gibi sınıflara ayrılabilir.
Daha derin bir şekilde incelendiğinde aikido’nun özü, Japon Savaşçı sınıfının, Kılıç (katana) öğretisine, hal ve tekniklerine dayanır.
Modern savaş sanatlarını, ‘Samuray stili ve anti-samuray stilleri’ olarak iki ayrı sınıfta toplamak mümkündür. Modern aikido sınıflarında halen, tarihte kullanılmış olan sopa, tahta kılıç ve tahta bıçak gibi silahlar da (Bukiwaza: Bo-Boken ve Tanto) çalışılmaktadır.
Günümüzde kılıç yerine bilgisayar kullanıyor olsak da, bu silah çalışmaları, insanın tarih boyunca edindiği fiziksel savunmanın temellerini hatırlatan unsurlar olarak görülürler.
Buki Waza çalışmaları aynı zamanda zorlu bir fiziksel antreman olup, öğrencinin bedensel gücünü artırarak, aikido tekniklerinin köklerinin daha iyi kavranmasını sağlamaktadır.
Aikido’nun müsabakası yoktur ve yasaklanmıştır. Bu yolda öğrencinin en büyük rakibi yine kendisi olacaktır. Sabır ve kararlılıkla yapılan düzenli çalışmalar sayesinde görünmeyenin ardındaki gerçekler, kelimelerin ötesinde algılanmaya başlanır.
Eğitimli bir insanın modern dünya üzerindeki konumunu ve görevini algıladığı gibi, kişinin evrendeki rolünü kavraması ve yapılması gerekeni tereddüt etmeden en doğru biçimde uygulamaya koyması hedeflenir. Öğrenci bu yolda almakla ilgilenmez. Sürekli kendisindeki katılıklardan kurtulmak için verir. Ta ki tamamen boş ve özgür kalana kadar kendini eğitir. Bu noktada artık her şeyle bir bütün olmuş sayılır.
Kurtuluş öncelikle kişinin kendisini kurtarmasıdır.
Böylece önce kendisine sonra da çevresine ve insanlığa bir yararı olabilir.
Buki Waza çalışmaları aynı zamanda zorlu bir fiziksel antreman olup, öğrencinin bedensel gücünü artırarak, aikido tekniklerinin köklerinin daha iyi kavranmasını sağlamaktadır.
Aikido’nun müsabakası yoktur ve yasaklanmıştır. Bu yolda öğrencinin en büyük rakibi yine kendisi olacaktır. Sabır ve kararlılıkla yapılan düzenli çalışmalar sayesinde görünmeyenin ardındaki gerçekler, kelimelerin ötesinde algılanmaya başlanır.
Eğitimli bir insanın modern dünya üzerindeki konumunu ve görevini algıladığı gibi, kişinin evrendeki rolünü kavraması ve yapılması gerekeni tereddüt etmeden en doğru biçimde uygulamaya koyması hedeflenir. Öğrenci bu yolda almakla ilgilenmez. Sürekli kendisindeki katılıklardan kurtulmak için verir. Ta ki tamamen boş ve özgür kalana kadar kendini eğitir. Bu noktada artık her şeyle bir bütün olmuş sayılır.
Kurtuluş öncelikle kişinin kendisini kurtarmasıdır.
Böylece önce kendisine sonra da çevresine ve insanlığa bir yararı olabilir.
‘Tüm Dünya’yı deri ile kaplamak olanaksızdır ;
Ancak deri ayakkabılar giyerseniz tüm dünya deri ile kaplanmış olur.’

Ancak deri ayakkabılar giyerseniz tüm dünya deri ile kaplanmış olur.’

Türkiye’de AIKIDO:
Türkiye’de Aikido - Aikikai resmi olarak,
1982 yılında Japon Kenji KUMAGAI Shihan (Aikikai 7. Dan) gelmesiyle çalışılmaya başlanmış ve o zamandan beri de genişleyen bir topluluk ile devam etmiştir. Kumagai Shihan İstanbul’a geldiğinde, burada başka stillerde savaş sanatları çalışan küçük bir grupla Aikido eğitimine başlamıştır. Bu sınıfa katılmış olan öğrencileri, bugün büyük birer usta olarak tüm ülkede, her alandan binlerce kişiyle Aikido eğitimlerine devam etmektedirler.
‘Aikido bir sevgi işidir. Kişinin Aikido yapmasındaki temel amaç kendi ruhunu, gönlünü ve dünya görüşünü zenginleştirmekten başka bir şey değildir. Ancak bu sayede insanlığa bir yardımı olabilir.
İnsanlar arasındaki genel önyargı, bu tür uzak doğu sanatlarının yalnızca kendilerini dış tehlikelere karşı korumak ya da çoğu kişiyi alt edecek kadar güçlenmek olduğunu sanmalarıdır.
Aikido eğitimi, öncelikle kişiyi korku, nefret, endişe, ön yargı, tembellik gibi olumsuz etkilerden arındırır. Öğrenciler zaman içinde, üzerilerinde taşıdıkları bu tür yüklerden kurtulurlar. Bu tıpkı, zaten sahip olup da unuttukları güçlerini tekrar hatırlamaları gibidir.
İnsanlara zarar verme fikrinin kimseye yarar sağlamayacağını anlamak gerekiyor.
Aikido bunun için değildir. Öğretinin öncelikli amacı, sağlıklı düşünen ve hareket eden, her zaman elinden gelenin en iyisini yapan ve tüm varlıklarla barış içinde olan insanlar yaratmaktır.
Bu, müsabakalarla sınırlı olmayan ve bu anlamda diğer tüm stillerden farklı olan ‘Uyumlu Olma’ yoludur. Eğer siz herkese ve her şeye karşı adil, sevgi ve saygı dolu olursanız, tüm evren de size öyle davranacaktır. Bu oldukça uzun ve zorlu bir yoldur.
Başarılı olmanın bir yolu var ki ;
O da gerçekten sürekli ve disiplinli bir biçimde çalışmaktır.’
‘Yaşam her yerde farklılıklar gösteriyor ve dünyanın her yeri eşit değil.
Bazen insanlar istemeden de olsa hata yapabiliyorlar. Ben Aikido’dan önce nerde bir haksızlık görsem hemen katı bir biçimde müdahale etme ihtiyacı duyardım. Gücünü tek yönde kullanan biriydim diyebiliriz.
Yaklaşık 30 yıl önce Aikido ile taşıntım ve zamanla tüm Dünya görüşüm değişti. Yalnızca kaba kuvvete bağlı kalmanın oldukça kısıtlı bir çözüm olduğunu fark ettim. Gücümün ileride yaşlılık zamanlarımda beni terk edeceğini de biliyordum. Her zaman ve herkesten daha güçlü olmaya çalışmanın anlamsızlığı beni yeni arayışlara yöneltti. Aiki sanatı bana, aradığım ve ihtiyacım olan cevapları vermeye hala devam ediyor. Kendimi, bunu tüm insanlara hatırlatmanın sorumluluğunu üstlenmiş bir kişi olarak görüyorum.
Bu yüzden de tüm birikimimi ve durmadan devam etmekte olan gelişimimi isteyen herkesle paylaşmak beni mutlu ediyor. Bazen ıssız bir tapınakta ya da saatler süren bir uçak yolculuğunda kendi kendimi sorguluyorum. Neden bu yolda olduğumu, neler yapmak istediğimi..!
Bu duygular beni sürekli canlı tutuyor ve gerçekten de derin bir haz veriyor.
Türkiye’de Aikido - Aikikai resmi olarak,
1982 yılında Japon Kenji KUMAGAI Shihan (Aikikai 7. Dan) gelmesiyle çalışılmaya başlanmış ve o zamandan beri de genişleyen bir topluluk ile devam etmiştir. Kumagai Shihan İstanbul’a geldiğinde, burada başka stillerde savaş sanatları çalışan küçük bir grupla Aikido eğitimine başlamıştır. Bu sınıfa katılmış olan öğrencileri, bugün büyük birer usta olarak tüm ülkede, her alandan binlerce kişiyle Aikido eğitimlerine devam etmektedirler.
‘Aikido bir sevgi işidir. Kişinin Aikido yapmasındaki temel amaç kendi ruhunu, gönlünü ve dünya görüşünü zenginleştirmekten başka bir şey değildir. Ancak bu sayede insanlığa bir yardımı olabilir.
İnsanlar arasındaki genel önyargı, bu tür uzak doğu sanatlarının yalnızca kendilerini dış tehlikelere karşı korumak ya da çoğu kişiyi alt edecek kadar güçlenmek olduğunu sanmalarıdır.
Aikido eğitimi, öncelikle kişiyi korku, nefret, endişe, ön yargı, tembellik gibi olumsuz etkilerden arındırır. Öğrenciler zaman içinde, üzerilerinde taşıdıkları bu tür yüklerden kurtulurlar. Bu tıpkı, zaten sahip olup da unuttukları güçlerini tekrar hatırlamaları gibidir.
İnsanlara zarar verme fikrinin kimseye yarar sağlamayacağını anlamak gerekiyor.
Aikido bunun için değildir. Öğretinin öncelikli amacı, sağlıklı düşünen ve hareket eden, her zaman elinden gelenin en iyisini yapan ve tüm varlıklarla barış içinde olan insanlar yaratmaktır.
Bu, müsabakalarla sınırlı olmayan ve bu anlamda diğer tüm stillerden farklı olan ‘Uyumlu Olma’ yoludur. Eğer siz herkese ve her şeye karşı adil, sevgi ve saygı dolu olursanız, tüm evren de size öyle davranacaktır. Bu oldukça uzun ve zorlu bir yoldur.
Başarılı olmanın bir yolu var ki ;
O da gerçekten sürekli ve disiplinli bir biçimde çalışmaktır.’
‘Yaşam her yerde farklılıklar gösteriyor ve dünyanın her yeri eşit değil.
Bazen insanlar istemeden de olsa hata yapabiliyorlar. Ben Aikido’dan önce nerde bir haksızlık görsem hemen katı bir biçimde müdahale etme ihtiyacı duyardım. Gücünü tek yönde kullanan biriydim diyebiliriz.
Yaklaşık 30 yıl önce Aikido ile taşıntım ve zamanla tüm Dünya görüşüm değişti. Yalnızca kaba kuvvete bağlı kalmanın oldukça kısıtlı bir çözüm olduğunu fark ettim. Gücümün ileride yaşlılık zamanlarımda beni terk edeceğini de biliyordum. Her zaman ve herkesten daha güçlü olmaya çalışmanın anlamsızlığı beni yeni arayışlara yöneltti. Aiki sanatı bana, aradığım ve ihtiyacım olan cevapları vermeye hala devam ediyor. Kendimi, bunu tüm insanlara hatırlatmanın sorumluluğunu üstlenmiş bir kişi olarak görüyorum.
Bu yüzden de tüm birikimimi ve durmadan devam etmekte olan gelişimimi isteyen herkesle paylaşmak beni mutlu ediyor. Bazen ıssız bir tapınakta ya da saatler süren bir uçak yolculuğunda kendi kendimi sorguluyorum. Neden bu yolda olduğumu, neler yapmak istediğimi..!
Bu duygular beni sürekli canlı tutuyor ve gerçekten de derin bir haz veriyor.
__Sizin tüm bu iyi niyetlerinize rağmen,
gücünüzü birilerini cezalandırmak için kullanmanız gerektiği oldu mu?
‘Cezanın özünde adalet ile iyi niyet yatıyorsa ve doğru uygulanıyorsa bir tedavi gibi görülmesi de mümkün. Güçleri çarpıştırmanın, dövüşmenin aikido'yla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.
Bir olayın nedenleri hakkında net bir görüş edinmeniz ve buna göre uygulamalarda bulunmanız gerekir. (*gülüyor..)
Bu görüş ancak tecrübe ve sakin bir yapıyla olur. Gücünüzü size saldıran birine karşı kullanmanız sorunu geçici olarak çözebilir. Ancak, gücünüzü size saldıran kişiyi düştüğü yerden kaldırmak için kullanmanız hem size, hem ona, hem de gelecekte bu tepkimeden etkilenecek birçok kişiye fayda getirebilir. (*susuyor..)
'..Unutulmamalıdır ki hayatı hep birlikte paylaşıyoruz.
Bu konuda bencillik edemeyiz...’
gücünüzü birilerini cezalandırmak için kullanmanız gerektiği oldu mu?
‘Cezanın özünde adalet ile iyi niyet yatıyorsa ve doğru uygulanıyorsa bir tedavi gibi görülmesi de mümkün. Güçleri çarpıştırmanın, dövüşmenin aikido'yla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.
Bir olayın nedenleri hakkında net bir görüş edinmeniz ve buna göre uygulamalarda bulunmanız gerekir. (*gülüyor..)
Bu görüş ancak tecrübe ve sakin bir yapıyla olur. Gücünüzü size saldıran birine karşı kullanmanız sorunu geçici olarak çözebilir. Ancak, gücünüzü size saldıran kişiyi düştüğü yerden kaldırmak için kullanmanız hem size, hem ona, hem de gelecekte bu tepkimeden etkilenecek birçok kişiye fayda getirebilir. (*susuyor..)
'..Unutulmamalıdır ki hayatı hep birlikte paylaşıyoruz.
Bu konuda bencillik edemeyiz...’
Aikido’nun kurucusu O’Sensei Morihei UESHIBA ;
‘Aiki teknikleri, günlük yaşayışımızı kolaylaştırmak ve işlerimizi doğru bir şekilde yapmamıza yarar.’ demiştir. Aiki sanatına yalnızca teknik bilgi olarak bakılamaz.
Bu öğrenmekten çok ‘olmak’ ile ilgilidir. Savaş sanatlarının teknik yüzeyi, bu bütün içinde gerçekten de küçük bir alanı işaret eder. Teknikler her duruma göre değişebilir. Aiki Yolu her duruma uyum sağlamayı amaçlar. Ancak karşılaşılan durumun olasılıkları sonsuz da olsa, özde durum yine temel prensipler ve teknikler üzerinden değerlendirilir.
’Yeni Başlayanın Zihni’ asla unutulmamalıdır. Çemberin tamamlanabilmesi için başladığı noktaya dönülmesi gerekecektir. Siyah kemerin, 10. dan seviyesinde tekrar beyaz kemer/hakama ‘ya dönüşmesi bu yüzdendir.
‘Aiki teknikleri, günlük yaşayışımızı kolaylaştırmak ve işlerimizi doğru bir şekilde yapmamıza yarar.’ demiştir. Aiki sanatına yalnızca teknik bilgi olarak bakılamaz.
Bu öğrenmekten çok ‘olmak’ ile ilgilidir. Savaş sanatlarının teknik yüzeyi, bu bütün içinde gerçekten de küçük bir alanı işaret eder. Teknikler her duruma göre değişebilir. Aiki Yolu her duruma uyum sağlamayı amaçlar. Ancak karşılaşılan durumun olasılıkları sonsuz da olsa, özde durum yine temel prensipler ve teknikler üzerinden değerlendirilir.
’Yeni Başlayanın Zihni’ asla unutulmamalıdır. Çemberin tamamlanabilmesi için başladığı noktaya dönülmesi gerekecektir. Siyah kemerin, 10. dan seviyesinde tekrar beyaz kemer/hakama ‘ya dönüşmesi bu yüzdendir.
Aikikai Aikido merkez Tokyo Japonya olmak üzere bütün dünyada faaliyet gösteriyor ve günümüzde Aikido çalışmak isteyenlere dünyanın birçok yerinde ulaşabiliyor. Seçilen rehberin ve çalışma alanının niteliği kadar öğrencinin göstereceği kararlılık da büyük önem arz ediyor.
Günümüzde ‘Uyumlu Olmak’ anlayışı, tüm insanlık tarafından damla damla özümsenmekte ve takdir edilmektedir. Bu noktada, ne de olsa aklın yolu birdir.
Bu sayede öğreti, ‘Savaşçının, barış yolculuğu’ olarak modern dünyada da yaşamakta ve evrimleşmektedir. Dünyanın her yerinde Aikido çalışan insanlar, günden güne onu temel prensipler üzerinden ilerletmekte ve geliştirmektedirler.
Aikido, aynı zamanda tarihsel sürecin birikimi olan bilgiyi ve kültürü de günümüz insanının yaşayışına adapte ediyor. Bizlere bilmekten çok, ‘olmak’ yolunda bir görüş sağlıyor.
Aikido kendini savunmak için yeterli midir?
Aikido, öğrenciyi zihinsel ve bedensel olarak güçlendirerek mücadele etmeyi öğretir.
Buna savunma ya da saldırı diyebilirsiniz. Ancak dövüşme amacı gütmez.
Aikido’nun kurucusu O’Sensei’ye göre yenilmez olmanın sırrı dövüşmemekte yatar.
Uyumlu olma anlayışı hayatta kalmanın yolunu işaret eder.
Bunun yaparken seçimler size kalmış. Bu bazen birine zarar vermek zorunda kalmak,
bazen ondan özür dilemek, ya da son sürat oradan uzaklaşmak demek olabilir.
Aikido teniklerinin katı bir formu olmadığı gibi hayatta kalmanın ve doğru şeyleri yapmanın da bir çok yolu olabilir. Ancak karar verme ve uygulama aşamasına ulaşmak için uzun yıllar sıkı bir çalışma gerekmektedir. Aikido’yu oldukça köklü ve ciddi tekniklerin damla damla çalışılması ve sindirilmesi gibidir..

Günümüzde ‘Uyumlu Olmak’ anlayışı, tüm insanlık tarafından damla damla özümsenmekte ve takdir edilmektedir. Bu noktada, ne de olsa aklın yolu birdir.
Bu sayede öğreti, ‘Savaşçının, barış yolculuğu’ olarak modern dünyada da yaşamakta ve evrimleşmektedir. Dünyanın her yerinde Aikido çalışan insanlar, günden güne onu temel prensipler üzerinden ilerletmekte ve geliştirmektedirler.
Aikido, aynı zamanda tarihsel sürecin birikimi olan bilgiyi ve kültürü de günümüz insanının yaşayışına adapte ediyor. Bizlere bilmekten çok, ‘olmak’ yolunda bir görüş sağlıyor.
Aikido kendini savunmak için yeterli midir?
Aikido, öğrenciyi zihinsel ve bedensel olarak güçlendirerek mücadele etmeyi öğretir.
Buna savunma ya da saldırı diyebilirsiniz. Ancak dövüşme amacı gütmez.
Aikido’nun kurucusu O’Sensei’ye göre yenilmez olmanın sırrı dövüşmemekte yatar.
Uyumlu olma anlayışı hayatta kalmanın yolunu işaret eder.
Bunun yaparken seçimler size kalmış. Bu bazen birine zarar vermek zorunda kalmak,
bazen ondan özür dilemek, ya da son sürat oradan uzaklaşmak demek olabilir.
Aikido teniklerinin katı bir formu olmadığı gibi hayatta kalmanın ve doğru şeyleri yapmanın da bir çok yolu olabilir. Ancak karar verme ve uygulama aşamasına ulaşmak için uzun yıllar sıkı bir çalışma gerekmektedir. Aikido’yu oldukça köklü ve ciddi tekniklerin damla damla çalışılması ve sindirilmesi gibidir..

Aikido’nun kökleri Daito-ryu, Aiki jyujutsu ve Katana’ya dayanır.
Sıkı bir çalışma ve disiplinle kişinin refleksleri ve stratejisi kendini savunmaya yeterli hale gelecektir. Ancak yine de durum kişiseldir.
Bir ustanın dediği gibi ‘Aikido işe yarar ancak sizin Aikidonuz işe yaramayabilir. Bu ikisini birbirine karıştırmamak gerekir.’
Daha da önemlisi Aikido yalnızca insanların birbirlerine zarar vermelerini önlemek için değil,
çok daha fazlası için yapılır. Öğrenci bu yolda gün geçtikçe kendisi ile yüzleşerek bazı görüşlerini değiştirebilecektir. Bu disiplin, özde bize evrenle uyumlu olma yolunu öğretir. Asıl nokta aikido öğrenmeye başladığınızda, bunu varlığınızdaki tüm yararlı bilgilere katarak kendinizle çatışmadan yapabilmenizdir.
Bu geçmişdeki birikiminiz ile de bağlantılıdır.
Aikido çalışıyorsunuz diye diğer bildiğiniz her şeyi unutmanız gerekmez. Tam tersi Aiki’yi olabilecek en iyi şekilde bünyenize almanız ve geliştirmeniz gerekir. Bu bir taksi şöförünün, ressamın, pilotun, çaycının hastabakıcının ya da bir aşçının bilgileri olabilir. Aslında her şeyin hareketi Aikido hareketidir ve herkesin kendi Aikido’su vardır.

Sıkı bir çalışma ve disiplinle kişinin refleksleri ve stratejisi kendini savunmaya yeterli hale gelecektir. Ancak yine de durum kişiseldir.
Bir ustanın dediği gibi ‘Aikido işe yarar ancak sizin Aikidonuz işe yaramayabilir. Bu ikisini birbirine karıştırmamak gerekir.’
Daha da önemlisi Aikido yalnızca insanların birbirlerine zarar vermelerini önlemek için değil,
çok daha fazlası için yapılır. Öğrenci bu yolda gün geçtikçe kendisi ile yüzleşerek bazı görüşlerini değiştirebilecektir. Bu disiplin, özde bize evrenle uyumlu olma yolunu öğretir. Asıl nokta aikido öğrenmeye başladığınızda, bunu varlığınızdaki tüm yararlı bilgilere katarak kendinizle çatışmadan yapabilmenizdir.
Bu geçmişdeki birikiminiz ile de bağlantılıdır.
Aikido çalışıyorsunuz diye diğer bildiğiniz her şeyi unutmanız gerekmez. Tam tersi Aiki’yi olabilecek en iyi şekilde bünyenize almanız ve geliştirmeniz gerekir. Bu bir taksi şöförünün, ressamın, pilotun, çaycının hastabakıcının ya da bir aşçının bilgileri olabilir. Aslında her şeyin hareketi Aikido hareketidir ve herkesin kendi Aikido’su vardır.
Kadınların spora ilgisi büyük :
Görüyülor ki ; bugün dünyanın her yerinde dövüş sanatları içinde kadınların ilgisini en çok çeken spor Aikido’dur. Kadınlar kaba kuvvet dışında çözümler arayan, katı ruh halleri dışında da kendi varlığını gösterebilen yapılarından dolayı Aikido’ya hemen adapte olabilmekteler. Bir süre sonra teknik yeterlilik fiziksel gücün yerini almaya başlıyor. Elbette bu sporu her yaşta kadın ve erkeğe öneriyoruz.
Görüyülor ki ; bugün dünyanın her yerinde dövüş sanatları içinde kadınların ilgisini en çok çeken spor Aikido’dur. Kadınlar kaba kuvvet dışında çözümler arayan, katı ruh halleri dışında da kendi varlığını gösterebilen yapılarından dolayı Aikido’ya hemen adapte olabilmekteler. Bir süre sonra teknik yeterlilik fiziksel gücün yerini almaya başlıyor. Elbette bu sporu her yaşta kadın ve erkeğe öneriyoruz.
Kaba kuvvete karşı teknik gücün işe yarayacağı anlayışı insanlar arasında rağbet görse de çoğunlukla teknik bilen bir kadının güçlü bir erkek rakibe karşı yetersiz olduğu düşünülebilir. Aslında bu bilgi oldukça yetersizdir. Bu noktada kaba kuvvetten çok, önce refleks, sonra teknik anlayış ve stratejik bilgi ön plana geçecektir. Burada bahsedilen teknikler birer silah gibidir. Ve bu silahlar artık kişinin bedenine ait parçalardır. Doğru ve soğukkanlılıkla kullanıldıklarında durumu değiştirebilir.
Gündelik yaşamda Aikido
Aikido her alandan insanın ilgisini çekmeye ve saygısını da kazanarak yayılmaya devam ediyor.
Bu diğer insanlara karşı yapılan ve geliştirilen bir spor değil; insanlara diğerlerini alt etmeyi değil onları bilmeyi öğretiyor. Daha da önemlisi bu seviyeye ulaşırken kişinin kendisi ile yüzleşmesini sağlıyor.
Gündelik yaşamda Aikido
Aikido her alandan insanın ilgisini çekmeye ve saygısını da kazanarak yayılmaya devam ediyor.
Bu diğer insanlara karşı yapılan ve geliştirilen bir spor değil; insanlara diğerlerini alt etmeyi değil onları bilmeyi öğretiyor. Daha da önemlisi bu seviyeye ulaşırken kişinin kendisi ile yüzleşmesini sağlıyor.
Bazı arkadaşlarım bana ;
‘Hiç birisine karşı Aikido yapmak zorunda kaldın mı?’ diye sorduklarında
‘Evet, hem de her gün’ diyorum.
Bu yalnızca bir teknik bilgi değil Yaşayış biçimidir. Yalnızca minder üzerinde kalması düşünülemez. İnsanın sabah yataktan kalkıp evden çıması, işe gitmesi, tanımadığı birinin taşıdığı yüke yardım etmesi, bir sokak kedisine süt vermesi ya da ayağı takılıp yere düştüğünde halagülmesi de Aikido’dur.
Aikido, çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözmenin en iyi yollarını hedefler. Aikido yalnızca düşmana değil, dostlara, sevdiğimiz insanlara, kendimize yapılır. Bu bir hayat görüşü ve yaşayış biçimi olarak görülmelidir. İyi ya da kötü yapıldığı o an için tartışılabilir. Ancak amaç problemi en doğru biçimde çözüp hayata devametmektir.
Hayata dair çabalamanın ve mücadelenin sonu yoktur. YOL’un da sonsuz olduğu söylenir. Bildiğimiz her şey içinde en gelip geçici olan kendi hayatlarımız. Bunu en doğru ve yararlı biçimde kullanmalıyız. Önce kendimiz sonra herkes için. Hayata gelmenin amacı iyi şeyler yapmak olmalı. Hepimiz farklıyız ve hepimiz aynıyız.
Her şey farklı ve her şey aynı..
‘Evet, hem de her gün’ diyorum.
Bu yalnızca bir teknik bilgi değil Yaşayış biçimidir. Yalnızca minder üzerinde kalması düşünülemez. İnsanın sabah yataktan kalkıp evden çıması, işe gitmesi, tanımadığı birinin taşıdığı yüke yardım etmesi, bir sokak kedisine süt vermesi ya da ayağı takılıp yere düştüğünde halagülmesi de Aikido’dur.
Aikido, çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözmenin en iyi yollarını hedefler. Aikido yalnızca düşmana değil, dostlara, sevdiğimiz insanlara, kendimize yapılır. Bu bir hayat görüşü ve yaşayış biçimi olarak görülmelidir. İyi ya da kötü yapıldığı o an için tartışılabilir. Ancak amaç problemi en doğru biçimde çözüp hayata devametmektir.
Hayata dair çabalamanın ve mücadelenin sonu yoktur. YOL’un da sonsuz olduğu söylenir. Bildiğimiz her şey içinde en gelip geçici olan kendi hayatlarımız. Bunu en doğru ve yararlı biçimde kullanmalıyız. Önce kendimiz sonra herkes için. Hayata gelmenin amacı iyi şeyler yapmak olmalı. Hepimiz farklıyız ve hepimiz aynıyız.
Her şey farklı ve her şey aynı..
Benzersiz güzelliğimiz buradan kaynaklanıyor. Her alanda el ele vermeliyiz ve hayatın gerçek anlamda tadına varmayı öğrenmeliyiz.Elimizden gelenin en iyi haliyle davranmalıyız.
Çabalarımız sonunda yüzümüzü güldürecektir.
..belki de basitçe hayatın amacı budur.
Çabalarımız sonunda yüzümüzü güldürecektir.
..belki de basitçe hayatın amacı budur.