Seppuku, Heian Dönemi'nde ortaya çıkmıştır. Feodal dönemde savaşçılar karın kısmına saygı gösteriyordu çünkü ruhun orada olduğuna inanılıyordu. Edo Dönemi'nde samurayların ölümle cezalandırılması için Seppuku kullanılmaya başlandı. Savaşçının kendi karakteri ve onuruna saygı göstermesi için kendi elleriyle karnını kesmesine izin verilirdi. Seppuku yaparken hem ortaya çıkabilecek terslikleri önlemek için hem de savaşçının en az biçimde açı çekmesini sağlamak için de seppuku yapan samurayın karnını kesmesinden hemen sonra başını kesecek biri de savaşçının arkasında bulundurulurdu. Bu kişi bazen onun en yakın dostu bile olabilirdi. Savaşçının karnını kesmesinin ardından kılıçla kafasını kesecek olan bu kişiye de kaishakunin ismi verilirdi.
Bir samurayın seppukuya başvurmasının sebepleri ise onursuz bir şekilde ölmeyi, düşmanı tarafından öldürülmeyi, savaşta esir alınmayı, ailesinin ya da efendisinin ondan utanç duymasını önlemektir.
Seppuku yapacak olan samuray beyaz kimono giyerdi. Karnını kesmeden önce bir ölüm şiiri yazması beklenirdi. Karnını keserken de soldan sağa doğru bir yönde keserdi. Bazen de ilk kesimden sonra bağırsakları boşaltmak için yukarıdan aşağıya doğru bir kesim de yapılırdı. Kaishakunin de kılıcını bu ikinci kesimde savururdu. Kaishakunin'in yaptığı bu son hamleye daki-kubi denilirdi.
Seppuku yapacak savaşçının önünde karnını keseceği kılıç hazır bulunurdu. Bunun için wakizashi adı verilen bir kılıç ya da ondan daha kısa ebatlarda tanto adı verilen bir bıçak kullanılırdı.
|
|
Bazı soylu kadınlar da törensel intihara başvururlardı ama bu daha çok bıçakla kendi boğazlarını kesme ya da kesici saç iğnelerini veya bir bıçağı kalplerine batırma şeklinde yapılıyordu.
Batılıların ilk kez seppukuya tanık olması 1868'deki Sakai Olayı 'ndadır. 15 Şubat'ta 20 Fransız denizci Sakai isimli Japon kasabasına yasal izinleri olmadan girdiler. Onların bu varlıkları yerlilerin panik içine girmesine neden oldu. Güvenlik kuvvetleri denizcileri gemilerine geri yolladı ama bir çarpışma çıktı ve 11 denizci vuruldu. Fransız temsilcilerinin itirazı üzerine 15.000 yen tazminat ödendi ve sorumlular ölüme mahkûm edildi. Fransız kaptan ise idamı gözlemlemişti. Her samuray dinsel bir törenle seppuku yapıyordu ve tüyler ürpertici bu özellik kaptanı şok ediyordu. Sonunda kaptan af diledi ve geriye kalan dokuz samurayın canını bağışladı.
Seppuku, resmi olarak 1868 yılında ortadan kaldırıldı ama elbette kesin olarak sona ermedi. O tarihten sonra da çeşitli seppukular yapıldı.
Seppuku Çeşitleri
Sokotsu-shi: En çok uygulanan seppuku biçimidir. Sınırı aşmış olmanın telafisini yapmak için intihara kalkışılır. Başka bir durumda, samuray döneminin sonlarında şanssız bir samuray kanun tarafından bir köpeği incittiği için bile kendini öldürmeye zorlanabiliyordu.
Kanshi: Diğer seppuku çeşitleriyle ikna edilme sağlanamadığında efendisine bir şeyi göstermek için kişinin kendini öldürmesi şeklinde nadiren tercih edilen bir seppuku çeşididir.
Junshi: Efendilerinin kaybedilmesinin ardından yapılan intihar biçimidir.
Japon Tarihindeki Bazı Seppukular
Yoshitsune: Kendi erkek kardeşi tarafından gönderilen düşmanlar kalesini kuşatınca önce eşini ve çocuklarını öldürmüş ve sonrasından da kendisi seppukuya başvurmuştur. (1189)
Oda Nobunaga: Korkusuz zorba hükümdar Oda Nobunaga, generallerinden biri olan Akechi Mitsuhide kendisine karşı gelince seppukuya kalkıştı.
Saigo Takamori: Yüce Japon hükümetine karşı başlayan ayaklanmanın lideri olan Saigo Takamori, Japonya'nın güneyinde yapılan Satsuma savaşında yenik düştü. Savaşta yaralandı ve savaştaki samurayların tarzı ile seppukuya kalkıştı. Japon halkı için bir kahraman oldu. (1877)
Japon askerleri: Kırk tane Japon askeri Liaotung yarımadasının Çin'e geri verilmesini protesto etmek için seppukuya kalkıştılar. (1895)
General Nogi: 1912 yılında İmparator Meiji öldüğü zaman general Nogi seppukuya kalkıştı.
Samurayların Ölüm Şiirleri
Minamoto Yorimasa
(1104-1180)
Çürük bir kütük gibi
Toprağa yarı gömülmüş
Çiçek açmamış hayatım
Bu üzgün sona gelmiş
|
Toyotomi Hideyoshi
(1536-1598)
Hayatım,
Bir çiy gibi geldi
Çiy gibi yok oldu
Tüm Naniwa;
Düş ardından düştür
|
Uesugi Kenshin
(1530-1578)
Hayat boyu başarı ki bir fincan sake
Kırk dokuz yıllık yaşam geçti bir düşte
Ne hayatın ne olmadığını biliyorum, ne de ölümün
Yıllar geldi yıllar geçti ki hepsi bir düş
Cennet de cehennem de geride kaldı
Bulutların olmadığı bir mehtabın ışığındayım
|
Hôjô Ujimasa
(1538-1590)
Arifenin güz rüzgarı
Ayın saf ışığını kapatan bulutları
Ve aklımızı karıştıran sisleri dağıtıyor
O kadar da iyi süpürse bile
Şimdi biz yok oluyoruz
Bunun üstüne neyi düşünmeliyiz;
Geldiğimiz gökyüzünü
Şimdi tekrar geri gidebiliriz
Bu en az bir bakış açısı
|
Tokugawa Ieyasu
(1542-1616)
Birinin ölüp ölmeyeceği, hepsi aynı
Tek farkı birini yanında götüremeyeceğindir
Ne kadar da hoş! İki uyanış ve bir uyku
Bu gelip geçen dünyanın düşü!
Erken şafağın gül gibi renkleri!
|
Savaştaki Samuraylar
Hiçbir samuray savaşırken kendisini izleyen ölümün gölgesinden korunamaz. Bir çok ünlü isim bile savaşırken ölümün gölgesinde kalmıştır. Uesugi Kenshin'in babası bir savaşta öldürülmüştür ve onun önemli çağdaşları Imagawa Yoshimoto, Ryûzôji Takanobu, Saitô Dosan, Uesugi Tomosada gibi isimler de düşmanın kılıcına düşmüştür.
Bir çoğu savaşta ölmeseler bile kaybettikleri savaşları ölümle eş değer tuttukları için seppuya kalkışmıştır. Bu 12. yüzyılın Minamoto Yorimasa'sından 16. yüzyılın Sue Harukata'sına kadar devam etmiştir.
Samurayların ölüme olan bakış açısı biraz felsefidir. Savaşta ölüm ile intihar etmek (seppukuya başvurmak) arasında ince bir çizgi vardır. Bu ince çizginin bir tarafı yani savaşı kazanmak ya da savaşta ölmek ailesine, efendisine gurur verecekken çizginin diğer tarafı yani intihar kısmı kimseye gurur vermeyecektir.
Samuraylar ve Silahları
A) Samurayların Kılıçları:
Samurayların birçok silah (bıçaklarının yanında yay ve mızrak) taşıma ve kullanma hakları olmasına rağmen tek bir silah samurayın ruhu olarak benimsenmiştir ki bu katana ya da tachi denilen kılıçtır.
Japonlar kılıca görülmemiş bir biçimde değer vermekteydi. Japon tarihinde yazılanların çoğuna göre sadece samuraylar kılıç taşıma yetkisine sahipti ve kılıç taşıyan bir köylü onu öldürmek için yeterli bir nedendi.
Eski Japon kültürü kılıçların çevresinde oluşmaktaydı. Kılıçları taşımak, temizlemek, saklamak, bilemek (ya da bilememek), sahip olmak ve kılıcı kullanmak gibi detaylı yöntemler çağdan çağa gelişme göstermiştir.
Örneğin bir samuray birisinin evine girdiğinde, diz üstü oturduğu zaman kınına yerleştirilmiş olan kılıcını nasıl yerleştireceğini dikkate almalıdır. Kılıcın ilgi çekecek biçimde ya da yanlış yerleştirilmesi şüphe ya da saldırı anlamına gelir. Bu yüzden samurayın kılıcını sağına ya da soluna koyup koymadığı, kılıcın kavisinin kendisine doğru ya da dışa dönük yerleştirip yerleştirmediği görgü kurallarının önemli bir kısmıydı.

|
Ev sahibine göre samurayın uzun kılıcı alçak parmaklı rafa, wakizashi denilen orta boydaki kılıcın altına keskin tarafı yukarıya bakacak şekilde yerleştirilirdi. (Doğru yerleşim biçimi soldaki resimde)
|
Eğer uzun kılıç (katana) wakizashinin üstüne ya da keskin tarafı aşağıya bakacak şekilde yanlış yerleştirilirse bu samurayın hızla kılıcını çekebileceğini, bir misafire karşı olan şüphesini ima etmekteydi.

|

|
- Kılıçların yanlış yerleştiriliş biçimlerinden örnekler -
|
Japon Kılıçlarının Sınıflandırılması
Japon kılıçları genellikle uzunluklarına göre sınıflandırılır. Bu uzunluklar shaku denilen birim ile ölçülür. 1 shaku yaklaşık olarak 30.3 cm'dir. (1891'den beri 1 shaku biriminin tam olarak 10/33 metre olduğu tanımlanmıştır ama eski veriler bu sayıdan biraz farklıdır.)
1 shaku'dan fazla olan (30 cm) kılıçlara “ tanto” denilir.

1 shaku'dan fazla olup boyu 2 shaku'yu bulmayan (30-61 cm) kılıçlara “ shoto” , “wakizashi” veya “kodachi” denilir.

2 shaku'dan fazla olan (60 cm) kılıçlara “ daito” denilir. Katana bu kategoriye girer. Bununla birlikte katana terimi sıklıkla yanlış kullanılmaktadır. Eğer kılıç kuşaktan geçiyorsa buna “katana” , bele bir iple bağlanıyorsa buna “tachi” denir. (Ortalama kılıç uzunluğu 78 cm'dir.)

Anormal olarak 5 shaku'dan uzun olan yani 1.5 metre kadar olan kılıçlar da vardı ve bunlara “odachi” ya da “nodachi” denmekteydi. “Odachi” bazen katana ile eş anlamda kullanılıyordu.
Samuraylar kendilerini geliştirmek için gerçek kılıçları kullanmak yerine tahtadan yapılmış antrenman kılıçları kullanıyorlardı. Bunlar genellikle ağaçtan yapılırdı ama bambudan yapılanları da vardı. (Bambudan yapılanlar daha çok kendo çalışmalarında kullanılır.)
Samuray katanasını kullanamadığında wakizashi'yi kullanır. Bir yapıya girerken samuray, katanasını girişteki parmaklı rafa bırakır. Askerlerin tabancası gibi samurayın wakizashisi de onun ayrılmaz parçasıydı. Bir samuray wakizashisini uyanır uyanmaz takar ve uyuyana tek üzerinde taşır. Erken çağda, sivil savaşların olduğu dönemde wakizashinin yerini ise tanto aldı.
B) Samurayların Yelpazeleri:
Samuraylar bellerinde taşıdıkları katana ve wakizashi dışında bazen yelpaze de taşırlardı. Yelpaze gündelik bir araç olarak görünse de bir samuray gerektiğinde bunu kendini savunmak için de kullanabilirdi.

|
Samuraylar sıklıkla gündelik işlerde, boş vakitlerinde ya da yüksek mertebedekilerle görüşürken silahsızlandırılırdı. Birisinin evini ziyaret ederken, samuray bir kılıcını ya da iki kılıcını birden bırakmak zorunda kalabilirdi. Belinde (obi'sinde) yelpazesi olan bir samuray asla tam olarak silahsızlandırılmış değildir. Tehlikeli bir durumda kendini yelpazesi ile kolayca savunabilir.
|
Bir eve girilirken ya da kıdemli birinin odasına girerken uygulanan Japon geleneği dizlerin üzerine çökerek katlanmış olan yelpazeyi yatak olarak kısa bir mesafe öne koymaktır.
Samurayların Saç Stilleri
Samuraylar savaşta kullandıkları miğferleri daha rahat giyebilmek amacı ile chonmage denilen bir saç stili uygulamışlardır. Bu saç stilinde saçlarının tepesinden alnına kadar olan kısımlarını tıraş edip geriye kalan saçlarını da tepe düğümü biçiminde toplarlardı.
Kimi dönemlerde her samuray tarafından uygulanmasa da chonmage stili tıpkı kılıçlar gibi samurayların sembolü olmuştu. O zamanlarda eğer zor kullanılarak samurayın tepe düğümü kesilirse bu utanç verici ve gurur kırıcı bir durum olarak değerlendirilirdi. Çünkü tepe düğümü samuraylar için en az kılıçları kadar önem teşkil etmekteydi. (Sağdaki Resim: Son Samuray filminden alınmış konuyu örnekleyen bir sahne.)
|

|

|
Tepe düğümü yapılırken önce uzun olan saçlar geride at kuyruğu şeklinde toplanır. Ardından toplanan saç başın üzerine doğru kıvrılarak tekrar tutturulurdu. Başın üst tarafındaki saçların tıraş edilmesi ise daha çok Edo Dönemi'nde görülmekteydi. (Soldaki resim: Chonmage örneği)
|
Samurayların Giyimleri
Samurayların günlük kıyafetleri elbette ki kimonoydu ve kimonoları genellikle ipekten yapılırdı. Kışları ağır kimonolar giyen samuraylar yazları iyi ipekten yapılmış hafif kimonolar giyerlerdi. Kışlık kimonolarını çıkarıp yazlık kimonoları kullanmaya geçtiklerinde törensel bir günleri olurdu. Bu gün dördüncü ayın ilk günü olurdu ki şimdiki hesaplamaya göre Mayıs'ın ilk haftasına denk gelmekteydi.
Kimononun altına peştamal giyilmekteydi ki bunun iki çeşidi bulunmaktaydı. Biri şal gibi olup kaba bir tabirle çocuk bezi gibi bağlanmaktaydı. Diğer çeşidi ise (daha çok zırhın altına giyilen) vücudun ön kısmına giyilen uzun bir parça kumaştır.
Samuraylar tobi denen çorapları kullanırdı. Bu çorapların baş parmak ile diğer parmaklar arasına denk gelecek bir ayrılımı bulunmaktaydı ki bu ayrım (parmak arası) terlikleri giymeyi kolaylaştırıyordu. Tobi denen çoraplar genellikle her gün giyiliyordu ve renkleri genellikle beyaz oluyordu. Ve bunlar genellikle mevsime göre dikiliyordu.
Yağmurlu günlerde samuraylar da herkes gibi yağmurluk giyiyordu ama onların yağmurlukları hasırdandı.
12. ve 17. yüzyıllar arasında hitatare stilindeki giyim popülerdi. Sıradan kimonodan farklı olarak hitatare iki farklı parçadan oluşuyordu.
Meltem Yıldırım